
Asırladır İnkar Mesleği ile Müslümanların imanını çalmışlar. Ben mesleleye "köşe kapmaca oyunu" gibi bakıyorum. Köşeyi kapan kazanır. Yani, şeytan yada şeytandan bir insan çıksa Kur'an'ın beşer kelemı olduğunu, iddia ile vahiy olduğunu inkar etse. Bizden ıspatlamanızı istese şu demektir. O şeytan bacak bacak üstüne atıp bizim delillerimizi keyfine göre red edecektir. Yani, savunma savaşımızı onun keyfine amade ettiğimiz için ne ilzam ne ıskat söz konusu olacaktır. Üstelik dönüp yoldan çıkma ihtimali dahi olacaktır. Çünkü, keyfince red ettiği hakikatleri size kuyu dibinde göstermek isteyecektir.
İnkarcı derki şu cesedin ya canlı olduğunu göster ,gösteremessen cansızdır. Bu makamı ona verdiğinizde o cesedi koşarak gösterseniz bir kulp takacaktır. Oysa biz desek, sen ölü olduğunu ıspatla. Ya canlı olduğu ortaya çıkacak yada beceremiyeceğini düşünerek teslim-i silah edecektir.
Ben Risalelerden ders aldığım kadarı ile Üstad inkarcıya hiç bir zaman bu şansı vermemiş,inkarcı şeytanı dahi kuyu dibine hapsedip inkar mesleğinin çıkmaz sokak olduğunu göstererek hakikat ehline hak ettiği kuyu dibinden minare başına kadar olan mertebeleri feth ederek hediye etmiş.
Gerçi şeytanı ilzam etmiş, ama ıskat edememiş. Iskat edemez, çünkü vazifesi var. Ancak, henüz şeytanlaşmamış ve şeytan tarafından kandırılarak inkar mesleğine girmiş kişileri bu sayede avlamak ve hakikate çekmek pek ala mümkündür. Çünkü, inkarcı kendi iddiasını kendi ıspatlamak zorunda olduğunu görünce geri adım atacak ve dinleyici makamına düşmek zorunda kalacaktır ki gerisi bilgiye ve beceriye kalmıştır.
Ben bu hakikatlerin Risale-i Nur mesleğinin Umdesi olduğuna inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder