31 Temmuz 2009 Cuma

Farklı Dünya

Makro alem ; içerisinde duyularımızla alışveriş yapabildiğimiz , temel fizik prensiplerinin işletildiği ve zaman zaman bizim algı dünyamızca monoton bir hale bürünebilen bir alem...Hakim isminin her yerde göze çarptığı , her işinde maslahat ve faidelerin gözetilip işlerin intizam ve ölçü ile görüldüğü bu alemde , nizamı sağlamak için eşyanın , sebep sonuç çerçevesinde yaratıldığı ve tedricen tekamül ettirildiğini müşahede ediyoruz. Bu alemde hakim ismi gereği doğumlar , ölümler , rızıklar hep ölçü ile olup sakinleri türlü türlü kayıtlarla kuşatılmıştır. Mesela aynı anda iki yerde olamaz insan ve kuşun F16 jet hızında uçtuğuda görülemez.Yaratıcı Hakim ismi gereği bu alemde herşeye belli oranlarda belli kayıtlar koymuş. İyi kide koymuş ki dünya halen içerisinde yaşanılır bir halde döndürülüp götürülüyorsa buna borçludur.

İşte biz dünyalılar , 20.. yüzyıla kadar monoton bir şekilde mezkur düzende yaşayıp giderken , ' 'görmek ve görülmek isteyen ', bizlere hiç görmediğimiz bir alemin kapılarını açarak hiç görülmediği bir yerden bizim O ' nu görmemizi istedi . Bu zamana kadar biz insanlar tarafından ne gözlerin gördüğü ne kulakların işittiği cennet misal bu aleme bilim adamları mikro alem dediler.


Mikro alem ; atomların , kuarkların dünyası olan bu aleme girdiğimizde neredeyse kendimizi Alice harikalar diyarında buluyoruz. Bu sihirli dünya bizim tüm yargılarımızı ve algılarımızı alt üst eden bir yapıya sahip. Bu garip alem , çarklarının , müteselsil silsilerlerle tedricen döndüğü bir dünya hayatına alışan insanların başlarını döndürmekle kalmayıp determinist bir anlayışla eşyayı yorumlayan materyalist bilim adamlarının da ağzına şamar vuruyor. Zira bu diyarın bir sakini aynı anda milyonlarca yerde bulunabiliyor kendisinden milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki bir arkadaşı ile haberleşiyor ve hakeza ... Kuantum dünyasını anlatan makaleleri okudukça ağızlarımız açık gözlerimiz fal taşı kesiliyor. İşte büyüklük , sonsuzluk manalarına gelen Azamet sıfatının belkide bir arşı olan mikro alem , Allah ' ın sınır ve kayıtlardan nasıl münezzeh olduğunu ve O ' nu sebep sonuç ilişkisine bakarak dar zihinlerinde "mûcib-i bizzat yerine koyanların nedenli hata ettiğini anlamamıza yardımcı oluyor

Rakamlara , ölçülere sığışmayacak nihayetsizliklerin diyarı olan mikro alem , aslında büyüklüğü ve sonsuzluğu cihetiyle makro boyutunu gözler önüne seriyor. Adetlerin ve rakamların satırlara sığamadığı böyle muazzam büyüklükteki bir alemin , kendisinden çok daha dar, kayıtlı bir aleme yerleştirilmesi ise işin Allahuekber dedirten başka bir yönü.Bediüzzaman Said Nursi bu hayretengiz yapıya " Şu kâinat öyle bir saraydır ki, o sarayda mütemadiyen tahrip ve tamir içinde çalkalanan bir şehir var. Ve o şehirde her vakit harp ve hicret içinde kaynayan bir memleket var. Ve o memlekette her zaman mevt ve hayat içinde yuvarlanan bir âlem var. " şeklinde dikkat çekmiştir. Zira sarayın içinde bir şehir ve şehrin içinde bir memleket bulunması bizim muhayyilelerimize göre ters düşüyor. Zira biz alem içinde bir memleket , memleket içinde bir şehir ve şehir içinde bir saray görmeye alışmışızdır. İşte eserinde mezkur tenakuzu zikir ile , içinde yaşadığımız bu aleme , çok daha büyük ve kalabalık alemlerin derc edildiğine işaret ediyor.

Allah ' ın azameti yanlız mikro alemlere tecelli etmemiş şüphesiz.Zira böyle olması yani Azametinin , tecelli itibariyle mukayyed olması onu mahiyeti iitibariyle zıddıyla muttasıf kılar ki bu da imkansızdır. İnsanın deruni mahiyetini oluşturan hasletlerini incelediğimizde de nihayetsizliklerle dolu bir alem karşımıza çıkıyor.
Zira insan nihayetsiz muhabbet edebilen bir kalp ve bahçesinde ki ağacın meyvesinden cennetteki meyveleri yemeye kadar sonsuz istek ve emelleri barındıran hatta kuvvelerinin müstaid olması itibariyle nihayetsiz zulümler dahi işleyebilen bir mevcuddur. Vaktiyle onlardan birisinin ( a.s.m ) , Varlığı sonsuz olan Bir Zat ' la bile görüşebilmiş olması insanında nihayetsizliğine bir delil değil midir ?
Fakat insan , mezkur mahiyeti ve enfusi alemi itibariyle azamete ayna yaratılmışken ; ef'al ,etvar ve akval bakımından yani zahiri haliyle de şeriat kanunları ile kayıt altına alınmıştır. Bu yönü ilede hikmete ayna olmuştur.

İşte birbirinden farklı dünyalar , mikro alem ve insanın deruni dünyasına karşı makro alem ve insanın zahiri yönü .Bir alemde azamet diğerinde hikmet...
Kuran-ı Kerimde pek çok kez hikmet ve azamet sahibi olduğunu vurgulayan Allah bu iki ismi pek çok yerde beraber kullanmakla, birbiriyle grift olan zahir ve batın alemlere ve bu alemlerde tecelli eden isimlerinin tefekkürüne nazar-ı dikkati çekiyor olsa gerek.


Gülşah Gürbüz 30/07/2009