21 Ekim 2011 Cuma

Bu devirde siyasi meseleleri herkez biliyor, Bana ihtiyaç yok

Sual:Bediüzzaman “Bu devirde siyasi meseleleri herkez biliyor, bana ihtiyaç yok” sözü ile neyi kastetmiştir.

Bu hususta benim Risale-i Nur'dan aldığım ders şudur;

1)Risale-i Nur dinin siyasetten üstün olduğunu ve din adına siyaset yapılamıyacağını öğretir. Ve din adına siyaset yapanları anlamak için halklara formüller verir.

2)Bir milletin kemalatını İslama, insanlığa hizmetkar etmesi gerektiğini ,milliyetin dinin üstünde tutulamıyacağını ve menfi milliyetçiliğin bölücülük olduğunu ima ederken, halkların bu cereyanlara teveccühünü önlemek amacı ile mücadele eder ve milliyetin siyaset üstün olduğunu ve siyasete alet edilemiyeceğini ve milletçilerin demokrasiye hizmetkar haline getirilmesi için talimler verir.

3)Hürriyet-i şer'iyeyi talim etirir. Hürriyet için Cumhuriyet ve demokrasiye sahip çıkılması gerektiğini öğretir. Zira, Hürriyet imanın hassasıdır. Hürriyetin olmadığı yerde imanı tahkike götürmek mümkün değildir. Bu 3. madde her Risale-i Nur talebesinin mutlak umdesidir. İstibdatın mutlak reçetesidir.

4)Siyasetin, sadece bir araç olduğunu ve amaç yapılmaması gerektiğini, ve ancak, siyaset ile İslam'a hizmet edilebileceğini öğretir. Siyasetin İslam'ın bindenbiri olduğunu ve bu binde birlik kısmında hata yapmanın İslam'a bir zararı olamıyacağını bilakis zararın siyasi tercihi yüzünden bir zata hain , işbirlikçi, imanısız gibi sözlerle yaftalanmaması olduğunu, bazı imanlı zatların siyasi tercihinin yanlış olabileceğini ve bazı münafıkların kendi taraf olduğumuz siyasi oluşumun cenahında yer alabileceğini ve bu durumun siyasi dürbünle fark edilemiyeceğini ve bu tür hususlarda iman dürbünü ile bakıp, uhuvveti ve ihlası korumanın önemi anlatılır.
Bir kardeşine özellikle meslekdaşına ve hatta belki meşrabdaşına siyasi fikri yüzünden buğz dahi etmemeyi öğretir. Kaldı ki onları zem etmenin hükmü nerde?

5)İttifak edilecek ve ittihad edilecek meseleler gösterilir. Ehven-ü şerde ittifak ve fikr-i hürriyette ittihadı tavsiye eder. Meşvereti mutlak zaruret olduğunu öğretir, teşvik eder.

6)Siyasette mutlak faydanın mümkün olmadığını bu yüzden ehven-ü şer demek olan zararı en az olanın tercih edilmesi gerektiğini öğretir.


İşte ben Risale-i Nur'da bu dersleri almışım ve bu istikamette gitmek gayretindeyim. Siyasete, siyasi parti üyesi gibi değil, ehven-ü şer nazarı ile bakarak, talim ve tarif tarzında yaklaşıyorum.
Oysa, maalesef, bazı kardeşlerin siyasete siyasi parti üyesi imiş gibi, siyasi partilerin biribirlerini ilzam etmek niyeti ile "her yol mübah" zihniyeti ile yaklaştıklarını ve İslam'ın binde 999 cüzünde isabet etmiş bir camaati dahi tekfir edebildiğini, menfur ilan edebildiğini, o kardeşine veya cemaatine akla hayale gelmez hakaretlere girdiğine müşahid olmuşum.
Hatta imanı birinci derecede önemli ilan ederken ve iman konusunda yüzbinlerce faydası varken ve bu konularda hiç bir hatası yokken o cemaate aynı meselekte olması rağmına savaş ilan edebildiğini gördüm.

Korktum "siyasetten ve şeytandan Allah'a sığındım"

İşte, Üstad'ın "zaten, bu devirde siyasi meseleleri herkez biliyor, bana ihtiyaç yok" derken muradı, siyasi bir fırkaya üye imiş gibi muhalefetin hatalarını ön plana çıkarıp, taraf olduğu siyasi fırkada gördüğü kemalatları, fikr-i hürriyet namına değilde siyasetçi edası ile savunmasına ve bu sebebten siyaset bataklığına saplanma tehlikesini görmesi yüzünden ve yukarda yazdığım prensiplere zarar olur kaygısı ile söylediğini anlıyorum. Siyasetin bu bataklıklarına kardeşlerimizin ve halkın düşmemesi için talim ve tarif prensibi ile hareket edilmesinin menfi siyaset olmadığına kani oldum.

Muhabbetle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder