5 Ağustos 2009 Çarşamba

Hürriyeti Nedir?

İnsanı hayvandan ayıran vasıf "düşünme" "akletme" kabiliyetidir. İster köle olsun, ister efendi; ister fakir, ister zengin; ister işçi, ister sermaye; ister Türk, ister Kürt; ister dindar ister ateist nasıl sınıflandırırsanız sınıflandırın, hangi ideoloji ve unsur ve tabakada olursa olsun her insan düşünür, fikrine göre yaşamak ister.

Madem her insan fikreder ve fikrince ve dilendiğince yaşamak ister; demek kaç insan varsa o kadar fikir vardır ve her birinin dilediğince yaşama hakkı vardır. Demek hürriyet mecburdur, fıtridir.
Peki, hürriyeti nedir? Sınırı var mıdır?

Evvela fikirde sınır yoktur. Lakin, amelde sınır vardır. Hürriyet, kişinin kendisine ve başkasına zarar vermediği sürece meşru daire içinde -kanun ve kaidelere uygun olarak- dilediği gibi şahane yaşamasıdır ve dilediğine inanmasıdır.

Meşru daire içinde hiç kimsenin hususi hayatına müdahale edilemez. Fikrine sınır konulamaz.
Ameli başkasına zarar vermiyorsa ve ancak kendine zararı varsa doğrudan müdahale edilemez. Dolaylı olarak edilebilir. Mesela; kimseye zarar vermeden kanunlarca ayrılmış yerde içki içen birini içki içmesine müdahale edilemez. Ancak kanun koyucu tıbben ve ahlaken zararlı olan içkinin temin edilmesini güçleştirebilir. Reklamını yasaklar. İçki içenlere psikolojik destek verir. Kendine zarar vermesi engellenir.

Fikire gelirsek: Hürriyette meselelerinde en çok tartışılan mesele budur.

Başta dediğimiz gibi her insan fikir sahibidir. Fikire yasak koymak insana "hayvan ol" demek gibi bir hezeyandır.

Bazı fikirlerden nefret etsek de öyledir.

Evet, fikirlerden nefret etmek hakkına sahibiz. Hatta fikirlerle mücadele etme hakkına da sahibiz. Hiç kimse bir fikir ile mücadeleyi engelleyemez.

Mesela, bir dindar kominizmi sevmez. Kominizm fikrinin batıl olduğunu ıspat etmek için mücadele eder. Diyebilir; "kominizm , insan fıtratına muhaliftir"

Lakin,burda ince bir husus vardır. Kominizm ile mücadele eden kişi, koministin kendi fikrini savunma ve ıspat ve propoganda hakkına dokunmayacak. Onun kendi ideolojisine uygun yaşamasına ve bu arzusuna mani olmayacak bilakis -fikrinden nefret etse bile- hürriyetine destek olacaktır. Yoksa kominizim ile mücadele istibdat haline dönüşür. Zulümdür.

Keza, kominist İslam'ın fikirlerini beğenmeyebilir. Bir fikrini ve kaidesini eleştirebilir. Ancak, eleştiriye cevap hakkı vermelidir. Eleştirdiği kişinin kendini ve fikrini izah etmesine fırsat vermelidir.

İşte hürriyet budur ve bu hürriyeti sağlayacak yegane sistem Demokrasidir.

Malesef, insanlar hür olmak için mücadele etmenin başkasının köle olması ile mümkün olacağını zannediyorlar. Kendi fikrini yaşatmak, kabul etirmek için "güçlü olan haklıdır" düsturu ile azim bir zulme sebep oluyorlar. Güya kendi ideolojisini, fikrini korumak adına maddi güce prim veriyorlar.

Asrımızın en büyük bir hastalığı da budur: Şöyle ki; her bir ideoloji sahibi sair ideolojileri ve mücadeleyi bölücülük ile yaftalamaktadır. diğer ideolojinin her biri işi ard niyetli olarak propoganda edilmekte ve insanlığı bir kaosa süreklemektedirler.
devam edecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder